HANİMİŞ MİRAS?

Nerdesin?  Onlarca 'kız sen nerdesin?' mailim birkaç tanede  'nereye kayboldun' yorumum var yazılarımın altında. Demek ki m...

26 Eylül 2015 Cumartesi

ODUN OLMAK YA DA OLMAMAK - İŞTE BÜTÜN MESELE BU

-Seni Seviyorum dedi Can, ben eve çıkarken. 
-Bende, dedim arkama dönüp. 
-Ben daha çok, dedi. 
-Evet, dedim. 
-En çok ben seviyorum, dedi. 
-Biliyorum, dedim. 
-Şımarık piç, dedi gülerek. Güldüm, eve girdim. Biliyorum çok romantik bir çift değiliz. Genel anlamda, önce telefonu sen kapat aşkım, denilince pat diye yüze telefon kapatan tiplerdenim. Çünkü Türk erkeğinin romantizmine güvenmiyorum. Romantik ol deyince hemen eve ufak mumlar koyup, koridora gül yaprağı  dökmeye çalışıyorlar.


Böyle bir şey olacak sanıyorlar
Böyle bir şey çıkıyor ortaya
 Bunu görmeye tahammülüm yok.Tamam kendince düşünmüş, uğraşmış ama düşünürken bunun ne kadar klişe olduğunu ve hiç bir zaman hayallerindeki gibi bir şey çıkmayacağını da anlayacak kadar aklı olması lazım insanın. Evin yanması da  çok yüksek ihtimal tabi. Ay orası burası tutuşucak mı diye nasıl romantik olunabilir. Kıskanmıyorum. Türkiyedeki yeni nesil kadınların yüzde 70 i gibi bana da yapıldı malesef. Hiç de etkileyici değildi. 

Aynı şeyi birkaç sene önce Nihat Doğan Seda Sayana yapmıştı. Kendi resmini paspaslara bastırıp Sedanın kulis koridorlarına yaydırmış, yerlere gül yaprakları attırmış, kulisede mumlar koydurtmuştu. Genel amaç, ayağının altına paspas olurum, demekmiş. Sedayı ağır çekimde paspaslardaki  Nihat ın ağzına burnuna basa basa ilerlerken izliyoruz. Mumları görünce gözleri dolu dolu bakıyor kameraya. Buna rağmen Türk erkekleri soğumadı bu konseptten. Nihat Doğan yaptı lan aynı şeyi. Bir dur düşün yaparken. Taklit etmek istiyor muyum diye?


Eve çıkınca bu defa telefonla arıyor Can. -Seni Seviyorum. - Tamam hadi ben daha çok seviyorum ama kapat çok yorgunum. -Önce sen kapat. Pat! dıt dıt dıt dıııt. Bu defa mesajla küfrediyor. İyi de ne gerek var. Zaten maç özeti yerine benimle film izlerken anlıyorum ne kadar sevdiğini beni. Playstation oynamak yerine, benim saçma sapan dedikodularımı dinlerken hissediyorum şefkatini. Şımarıklıklarımı çekerken biliyorum ne kadar aşık olduğunu. Seviyorum demeni de seviyorum.  Bokunu çıkarma işte.

Bazen 5 yaşındaki çocuk 25 yaşındaki bir erkekden daha romantik olabiliyor. Kardeşimi anaokuluna yolladığımız zamanlarda Nehir diye ufacık biblo gibi bir kıza aşıktı. Serçe parmağı salça parmak zannettiği bir dönemde aşkı anlaması imkansız diye düşünüyordum ama daha sonra anladım ki beslediği saf sevgi, çoğumuzun anladığından daha çok aşk. Kelimeleri bile doğru kullanamıyordu henüz. Çikerim diye küfrediyordu. Allahtan Çikmenin ne anlama geldiğinden haberi yoktu. 
Bir gün okuluna gidip öğle uykusundayken ıslattığı çarşafları aldığım, kendsinide eve götüreceğim sıra da bana bir şey söylemeye çalıştığını farkettim. Çenesi düşük bir velet olduğu ve yine çarşaf taşımak zorunda olduğum için onu dinlemiyordum. Baktım Nehiri anlatıyor. -Ablaa biz uyku odasında Nehirle hiç uyumuyoruz. dedi 
-Ne demek uyumuyosunuz? !!
- Yatıyoruz ama başka şeyler yapıyoruz.
Çikeyim! Çiktir! Oha o kadar da olamaz. Televizyonlara çıkacağız. Rezil olduk. Beşik kertmesi mi yapsak acaba. 
Durdum yolda. Kardeşimi de durdurdum. Çarşafları falan attım elimden. Tam töre ve kan davası olaylarını anlatıcaktım ki aklım çimdikledi beni ve tekrar sordum.
-Minik kuşum. Napıyorsunuz söyle hadi ablaya.
-Uyumuyoruz. Uyuyomuş gibi yapıp birbirimizi düşünüyoz.
Tamam da acaba neresini düşünürken altını ıslatıyorsun! Tabi sormadım bunu ona. Ertesi gün sakal bıyık çizip yolladım anaokuluna. Altını ıslatarak erittiği karizmasının bir kısmını geri kazandı. Annemse göz kalemimi bu ulvi görev için feda edişimi anlamadı ve bana terlik fırlattı. 

Aşkı tarif edemem. Ama aşk diyince bu olay gelir aklıma. Saf, temiz, içten. Fedakarlık gelir aklıma. Sevmesen de bir şeyi yapmayı, karşındaki seviyor diye buna katlanmak, seviyormuş gibi yapmak. Saygı duymak gelir mesela. Karşındaki altını ıslatsa da sevebilmek. Onu her haliyle kabullenmek. 

Mesaj geldi yine. Can pes etmiyor. Ben daha çok seviyorum diyor. Eeeh çikerim ha yazıyorum. O mesajımı anlamaya çalışırken uyuyakalıyorum. Odunum ben. 


17 yorum:

  1. Hahah:) Bu ne güzel bir yazı.. Vallahi diğer yazıları baştan sona tek tek okuyacağım. Emeğinize sağlık. Nihat Doğan paspasını hatırlattığınızda yarıldım :)) Ofiste tutamadı kahkahamı. Çok yaşayın e mi :))
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahhh çok teşekkür ederim. okunmak harika bir duyguymuş sayenizde keşfettim. Ben kendi kendime dedikodu olsun diye açtım ama bu kadar tatlı insanlarla karşılaşacağımı bilseydim daha önce açardım.

      Sil
  2. YÜREĞİNİZE KALEMİNİZE SAĞLIK..! BAŞTAN SONA HİÇ SIKILMADAN VE YÜZÜMDEN TEBESSÜMLER EKSİLMEDEN OKUDUM..! EN GÜZEL SEVGİ GÖSTERİŞTEN UZAK,DOĞAL ÇOCUKSU SEVGİLERDİR..! BUNA BİRDE SEVGİDEN KAYNAKLANAN FEDAKARLIĞI EKLEDİĞİNİZDE DEYMEYİN KEYFİNİZE..! SEVGİ İLE KALIN..!D.U

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, Sevebilmeyi becermek, hele de göstermek, bulunduğumuz dönem yüzünden çok zor. Televizyonlar izledikleri dizileri taklit etmek sanıyorlar romantizmi. Fedakar, doğal, çocuksu, gösterişten uzak.. Herkese nasip olsa keşke. Size katılıyorum hemde canı gönülden.

      Sil
  3. Miras merhaba.Konuşur gibi yazıyorsun.Burada topluluğumuzun sahibine rastladım.Duycan kardeşime.Bak senin değerini nasıl keşfetmiş.Yine akıcı,yine doğal ve rahat bir ifade ve arka plan harika.Sevgiler Miras.Ece ablan:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin her gördüğümde, önüme koca bir dilim çikolatalı pasta koymuşlar kadar seviniyorum Ece abla. İyi ki varsın. Sen nasıl rahat ediceksen söyle, ben blogu siler baştan yaparım.

      Sil
  4. Miras dün yorum yapmıştım,ama geçmemiş.Çok teşekkürler güzel kızım.Bloğun rengi harika.Herşeyiyle güzel.Sen arasıra da olsa yaz canım.Anlatımın çok güzel.Seni kucaklıyor ve öpüyorum.Sen de iyi ki varsın ve tanıştık.Sevgilerimle yavrum.

    YanıtlaSil
  5. Ah Miras, ben kendimi ve eşimi odun ilan etmiştim ki bir okudum sende öylemişsin :)) ne gıcık olurdum o "aşkitom" diyen yayvan ağızlı hatunlara ( ve ağzının içine kadar giren ve 1000 takla atan o salaklara)... Biz hala güleriz o yapmacık ve zoraki sevgi gösterilerine. Bu arada ben o %30 lardanım, ona göre...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şanslı yüzde 30 senii ((: Karşılıklı odun olmak daha güzeldir heralde. Benimki hala kendini romantik sanıyor ve idare etmek zorunda kalıyorum. zaten sanırım ben hep seni kıskanmakla geçireceğim ömrümü :D

      Sil
  6. hahaha :) Çok iyi ya iyi ki bloguma gelip paylaşım etkinliğimize katılmışsın yoksa nasıl bilecektim böyle güzel yazıların olduğu bir blogu.Okurken çok eğlendim.Kalemin harika :) Öyle bir niyetin var mı bilmiyorum ama inşallah bir gün kitap çıkartırsın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim (: şuanki ilgiye mest olmuyor değilim ama kitap bir hayal. Daha toplasan 1-2 aydır yazıyorum. Daha gelişir bu umarım. Hoşgeldin (:

      Sil
  7. Eğlenceli ve farklı bir bakış açısı ben fazla duygusal düşünüyorum sanırım bu konularda.Sizden birazcık feyz alsam hiç fena olmaz valla azıcık odun olmak iyidir :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir dönem bende öyleydim. Geçiyor genelde. İstemesende geçecek. Şimdilik o duygusallığın tadını çıkar ((:

      Sil
  8. Canım çok beğendim ve kahkahama sahip olamadım şuan etrafımdakiler merak ediyorlar neye güldüğümü :) son yarımsaatim bogunda geçti fav larımdasın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy çok şekersin. Görmemişim yorumunu ben seni nası atlamışım. Her zaman beklerim ((:

      Sil
  9. Ben bu bloğu neden keşfetmemişim daha önce deyip okuduğum tüm yazılara hunharca yorum yapmak istiyorum kendimden bir ben gördüm oralarda odunluk katsayım ve dümdüzlük felsefemle seninle yarışır vaziyetteyim hiç yalnız değilsin :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hunharca gel bana. Bende çilek reçeline bayılırım bak.
      Brad pitt geldide biz mi romantik olmadık demi ama :D

      Sil