HANİMİŞ MİRAS?

Nerdesin?  Onlarca 'kız sen nerdesin?' mailim birkaç tanede  'nereye kayboldun' yorumum var yazılarımın altında. Demek ki m...

18 Eylül 2015 Cuma

Sana Günahımı Bile Vermem! (Bir erkek kavgası)

Çok lazımdı ya o günah bana. Tüh! Hangisini kasteddin. Kul hakkı mı yedin onu mu şeettin. Yoksa Zina mı yaptın (yapmıştır kesin bu kaltak). Neyse artık bendekilerle idare edeyim ben. 3-5 dedikodu. Birkaç gıybet. Ürün yelpazesi dar. Lan füturistik salak! Napiyim ben senin günahını. Dur ben senin o günahlarını bir tarafına sokayım da, bendekilerde de çeşit olsun. 

Sinirden kıpkırmızıyım. Zaten ölürsem bir gün, aşırı sinirden öleceğim. Bir kabilede falan yaşıyor olsaydım, eti sert olur diye kesip yemezlerdi bile beni.

Bir uçan tekme görüyorum. Havada bana doğru geliyor. Lise de okul kantininde uçan tekme görmek herkese nasip olmaz. Tekmeyi atan ayağın sahibinden bir baş uzunum. Tekme boş bir anıma geldi diye kendimi teselli ediyorum. Bilmediğim, bunun fragman olduğu, daha gerçek dayak yeme faslıma geçmediğimizdi. 


Bu olaydan 2 hafta önce, Uçan tekmenin sahibi Sineminde içinde olduğu bir grup kızla sahildeyiz. Yarı dönem karnelerini almışız. Benim dışımda herkesin kırığı var. Evde ne bok yiyeceklerini düşünüyorlar. Sesimi çıkartmıyorum. Zaten sayısaldayım diye kendimi bir bok zannedip yeterince hava atıyorum. Ne desem ağzıma tıkayacaklar. 



Hava soğuk. cebimizde adam gibi paramız yok. Ergeniz. Tehlikeli kombinasyonlar bunlar. Sinemle Sarı, oturduğumuz bankın önünden bir sağ tarafa, bir sol tarafa yürüyorlar. Amaç: Birilerini ayarlamak. Hem eğlence olsun, hem de kıçımız donuyor, kafeye gidelim de hesap ödensin. Yarım saat kadar yanımda Öznurla onları izliyorum. Salaklıklarına içim şişiyor. Çağırıyorum yanıma oturun şurda diyorum. Öznuru tutuyorum elinden, bu sefer biz çıkıyoruz ava. 2 genç geçiyor önümüzden. sigaları çıkartıyorum. Öznurda çakmağı çıkartıyor. Gençler hemen önümüzde. Elinden kaptığım gibi denize atıyorum çakmağı. Ördek gibi bakıyor suratıma. Bir şey demesine fırsat vermeden, aaa çakmağımız yok tüh nası yakacağız biz bu sigaraları diyorum. Tabiiki oltaya geliyorlar. sigaralar yanıyor. Teşekkürler ediliyor. Gülücükler falan derken, yaa kafeye geçelimlere geliyor sıra. Şurada 2 gariban var siz geçin onları da alıp geleyim, diyorum. 

Sarıyla Sinemin surat 5 karış. Totoları donmuş soğuktan. Nasıl ayarladın lan diyorlar. Ergen olduğum için havalara giriyorum. Yoksa 20 şey yaşında hormonları tavana vurmuş 2 genç adamı ayarlamak için Adriana Lima olmaya gerek yok. Sarı halinden menun da Sinem bir yarışa çeviriyor ortalığı. Bizim tutup getirdiğimiz gençleri ayarlamaya çalışıyor. Bariz abartılı hareketler yapıyor. Telefondan resimler gösteriyor, eline koluna değiyor. Şuh kahkalar atıyor. Biraz şok oluyoruz. Ne yapmaya çalıştığını anlamamız 15 dakikamızı yiyor. Başta oyun sanıyoruz ama gayet ciddi. Ben de bir salaklık yapıp katılıyorum oyuna. 5 dakika önce tanıştığım genci hayatımın erkeği ilan ediyorum. Sinirleriniyorum. Sonumuz hiç hayra alamet değil. Bizi eve bırakıcaklarken ön koltuk kavgası yapıyoruz Sinemle, birbirimizin salaklıklarını yüksek sesle anlatıp gülüyoruz falan. İşler iyice boka sarıyor. Diğerleri bu şeytan üçgenini hayretle izliyorlar. Öyle ki Sinem gidip çocuğun elini tutuyor. Lan daha yarım saat önce tanıştın. Huuu beyniyle düşünemiyor o çocuk hormanlarıyla düşünüyor. Ellemesene, benim o. İşte benim sıkıntım hep bu gazdan.


Döndüğümüzde oturup uzun uzun fizibilite yapıyoruz Sarıyla. Sinemi kınıyoruz, yerden yere vuruyoruz. Sarı kızım salak mısın daha çok gaz veriyorsun. Tatilde de işler büyüyor. Mesajlar, dedikodular. Aramız iyice bozuluyor. Arayı bozan çocukla da kimse görüşmüyor bu arada. Onu takan yok ama kavga büyüyor. 

En son kantinde kalabalık bir masada, birbirimizi tınlamıyormuş gibi otururken, , tatil ödevlerine bakıyoruz. Yanlışlıkla onun kitabını dokunuyorum 'sana günahımı bile vermem' diyor. O an ne dediysem, uçan tekmeyi görüyorum.


Baya Temsili
Daha da kötüsü, ders çıkışı parkta buluşup kavga etme kararımız oluyor. Bende ki de nasıl bir salaklıksa artık, tenefüste, dersaneden arkadaşımı arayıp olayı anlatıyorum. Biz de geleceğiz diyor. Gelme diyemiyorum. En azından işimiz bitince yanımda olur diyorum kendimce. Nereden bilebilirim ızbandut gibi bir kız getireceğini yanında. Getirdiği kızı tanımıyorum bile. 2 selamım var kızla. Kavgaya karışmayacaklar hesapta. Zaten tartışıp gideceğiz sanıyorum. 


Bir dayak yedim ki aman Allahım. Ölürken hayatım gözlerimin önünden film gibi geçecekse, o film, aksiyon filmi olur. Yerlerde süründük. Sinem 1 buçuk metre. Ben 1,72 im Ufak tefek zayıf bir kız ama hamam böceği gibi, elini tutuyorum ayakları çırpınıyor, ayağını tutuyorum, taramalı gibi kolları çalışıyor. En son Izbandutçuğum baktı minnak kızdan dayak yiyorum Sinemi eline bir güzel aldı da kurtuldum. Tamam adil değildi ama onun yaptığı kaltaklık daha adaletsizdi. O kadar kinlenmişim ki bir oh çekiyorum.


Eve gittim. saçlarım, pişmeye yakın yolunmuş tavuk gibi. Dirseklerim soyulmuş, kollarım mor. Annem ağzıma sıçacak. Sıçar ama sonra bağrına basar diye gösterdim kendimi 'aaa şu kadarcık kızdan dayak mı yedin nasıl dövemedin' diyor. Bir de ondan dayak yiyecektim az kalsın. Çaçaronluğum annemden demek ki. İnsan bir, kızım ayıp değil mi kavga ediyorsun hiç yakışıyor mu der.

Daha sonra barıştık barışmasına ama akıllandım.Bir iki ders de çıkardım hatta.

  1. Erkek kavgası yapma: Ortada bir erkek bile yoktu zaten. Çocuğu unutmuştuk bile biz. Neyse erkek kavgasını da yapmadım demem en azından(teselliye gel). Yapanları da millet kınarken susuyorum zaten. Sesimi çıkarmıyorum. 
  2. Kavga ederken karşındakini güçümseme: Hep derler ama yaşamak faklı. Allah yarattı demezler sonra.
  3. Anneler hep filmlerdekine benzemezler: Azcık şefkat gösterir insan ya, küçücük kızdan dayak yemişmişim, hep senin genlerin yüzünden başıma geliyor ne geliyorsa zaten.
Not: Çocuk çok yakışıklıydı (bak hala yaaa).


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder