HANİMİŞ MİRAS?

Nerdesin?  Onlarca 'kız sen nerdesin?' mailim birkaç tanede  'nereye kayboldun' yorumum var yazılarımın altında. Demek ki m...

8 Eylül 2015 Salı

Çöp Konteyner ı Benim Bebeğim

          Günaydınnnnn... Fazladan uyumuşum.. Hava bana sürpriz yapmış. Mikail varolsun en sevdiğim hava bu, yağmur yağacak gibi ama yağmıyor daha, yağarım bak diye tehdit ediyor. Güneş saklanmış bir bucağa. Gökyüzü kurşuni. Millet isyanlarda. Fink fink gezemiyorsunuz demi saçı başı yapıp. Ben yapamıyorsam kimse yapmasın. Evet azıcık fesatım. En sevmediğiniz huyunuz diye bir soru var ya hani, benim ki sanırım bu, fesatlığım. Yok yok dağınıklığım.. O da değil çok sinirliyim o. Hasktir bitmiyor liste! 

          Sevdim bu işi ben. Çalışırken yapacak hiç birşey bulamadığım zamanlardan birisindeyim şuan. Kafamı daha da çok dağıtabilirim. Bugün çok zor bir gün olacak çünkü. Tekel işletiyorum ve bugün müthiş ödeme var. Bu ödemelere yetişemediğim için şuan dört sakinleştirici birden içip Leyla olmak istiyorum. Ömrümü yedi benim bu tekel. Hadi parasını kıl müşterisini de geçtim de bu kadar sinirli olmamın sebebi de burası. 
         Komşu apartmanla konuşmuyoruz mesela aile apartmanı, biriyle kava edince komple küstüler. Karadeniz damarlılar. Sebebi de çöp konteyerı. Allahım bir demir yığını insanın başına bu kadar bela açabilir mi? 3 senedir çöp konteynerı sebebiyle 2 kere ağlama krizine 3 kez kavgaya girdim. 1 kerede savaş kazandım edasıyla mahallede zafer yürüyüşü yaptım.
         Karşı apartman kendine almış bu konteynerlardan. Burasıda yeni yerleşim yeri, tek tük var çöp atılacak yer. Bize atmayın bizim dediler (bildiğin çöp atılacak demir kutu lan) tamam dedik de toptancı ne bilsin x firma bakmış var orada bir konteynır var gitmiş atmış. Geldi kavga çıkardı. X firmanın bıraktığı çöpleri getirip kapının önüne attı. Çöp dediğimde kutular. İçeride müşteri vardı bir tırstı. Bende tüm hanımefendiliğim ve mağdurluğumla yaptığının ne kadar kötü birşey olduğunu bile söyleyemedim. 
Yalan! 
Soda içiyordum o an adamın kafasına soda şişesi fırlattım. Zabıta geldi bize konteyer getirdi. Adam kansermiş, bide bana duygu sömürüsü yaptılar. Duygulanmadım ne yazık ki. Ben ona kanser olamazsın demedim adam olamazsın dedim. Öyykkk çok kötü espri yaptım ama kim görecek.Öbür dünyayı düşünen 50 yaşında adamsın, 20 yaşında kızım ben burada ne kavga çıkarmaya geliyorsun.Adam gibi söyle gelip alırım. Bide özür dilerim hatta firma bilememiş diye. Kavga çıkarmak ne demek. Adam domuz gibi üstünden iki sene geçti hiç birşeyi yok. Kedi götünü görmüştür bence. 

        Tam tekelin olduğu apartmanın beşinci katından bir kadın carlıyor bir gün baktım. Tekelde dört yol ağzında. Dört cepheden duyuluyor kavga. Esnafım susayım bari dedim terbiyemi koruyayım.. 
Ha haa bu da yalan! 
Anında bağırdım 'ne konuşuyon beeee' diye. 22 yaşındayım (yaş sürekli değişmiyor zaman ilerledi) atar yapmayın bana çok çabuk savunmaya geçiyorum. Biri beni sevmediği zaman çok çabuk anlıyorum ve dünya umurumda olmuyor. Şaka maka başta gerçekten anlamaya çalıştım ne istiyor bu kokana diye. Koku geliyormuş yukarı oradan kalkacakmış o konteyner. Beşinci kata imkansız koku çıkması. Dört yol ağzındayız, ya dükkanın ağzına çekeceğim o çöpü ya da karşı yollara koyacağım ki bir cephe karadenizli ailesinin apartmanı diğer cephelerde uzak, hayatta istemezler. Olmaz dedim. Atmayın çöpünüzü dükkandan çıkan çöp zaten kokmaz kağıt plastik. Sen atma kokmasın. Offf kıyamet koptu 3 kere zabıtayı aradı şikayet etti. Zabıtada 3 kere geldi oraya buraya koydu, baktı koyacak yer yok kimse kabul etmiyor 3. ye de gene aynı yerine koydu. Kudursun kokana. Bu benim zafer kazanışımdı. Ama daha kötü olaylara sebep oldu.  

        İki blokluk bir apartmanda bizim dükkan. Yani önünde araba park edebileceğiniz geniş bir alan var. Sevgili belediyemiz yine tam dükkanın önündeki kaldırımı yıktı ve oraya çiçek ağaç ekilebilecek bir göbek yaptı içine toprak attı. Dükkanın kapısının önüne araba park edemiyor yani. Onu geçtim toptancılarda mal verirken park edecek yer bulamıyor. Müşteri yol ortasına bırakıyor aracı korna gürültü sürekli.Sadece göbeğin dibi boş kalmalı ki millet dursun sorunsuz.
Bir gün tam bu göbeğin dibine komşulardan biri arabasını park ederken gittim yanına. En sevimli gülümsememi taktım suratıma rica ettim. Şu aracı biraz daha ileri park eder misiniz önünüz boş diye. Adam baktı suratıma hayır dedi. Yanında da misafir var. Sıçtın sen sarı kafa amca! Lastiğin mi aşınır git biraz ileri yola bırakıyor millet arabasını vallahi kendime istemiyorum kaza çıkacak diyorum, yok, anlamıyor. Bir başladım ben: takım elbise giydin adam mı oldun ne biçim insansınız arabana bir sana iki diye. Çekmedi ileri tam kapının ağzında lanet olası. Önce dedim ki beyzbol sopasıyla parçalasam mı arabayı (evet beyzbol sopamız var dükkanda) sonra dedim yok öldürür Çağlar beni. O belediyenin yaptığı göbekten aldım çamuru sıvadım arabaya. Picasso yaptım resmen. Camları falan boydan boya ellerimle çamurladım. Gözüm dönmüş. Sonra baktım mahallede kimse yok. Girdim içeri ıslak mendille ellerimi temizlemeye.
Can geldi önce bir fırça çekti (kocam olur kendisi). Dükkanımın ve iki adım ötedeki yaşadığım evin sahibi aynı. Aynı zamanda tekelin üstünde ki apartmandan da birkaç dairesi var. Ahmet amca. Geldi dükkana Ahmet amca. Kızım dedi. Sen mi yaptın? Hemen de benden bilin aman. Yok dedim Ahmet amcacığım ben evli barklı esnaf hanımefendi bir kızım. Nasıl yapayım onu kapının önünde hemde. Gözüm döndü diyecek halim yok adama. Güldü bir bıyık altından. Kavga etmişiniz komşular görmüş dedi. Bizim elemanlardan biri yapmıştır, kuryelerden falandır herhalde dedim. Yemedi! Birşey de demedi. Ben tırnaklarımdaki çamuru çıkarmaya çalışıyorum ıslak mendille masa altından. Nihayetinde Canla Sarı kafa amca kavga etti. Can, garibim adamın arabasını yıkadı. Tabiki biz yapmadık diye biliyor hala sadece artık çekme ağzımıza arabanı yıkarız gerekirse dedik. 5. katta oturan çöp kokusu diye kavga ettiğim kokananın kocasıymış Sarı kafa amca. Ondan çekmemiş arabayı. İntikam alacaktı aklınca. Benden! Aldırtmam. 

         Aradan üç beş ay geçti biz Ahmet amcanın evinden çıktık. Dükkana hırsız girdi, alarm sesini duyamadık, tekelin üst katında daire var boş yerleşelim bari dedik. Dedik de unuttuğumuz bir şey vardı. Eşyaları yerleştirirken kokana beni merdivenlerde kıstırmasa bilinç altımın öldürüp gömdüğü bilgiyi hayatta hatırlayamazdım. Kokananın yan dairesine taşınıyorduk! Vallahi aklıma gelseydi bu kokanayla komşu olacağım, hiç demezdim yok daire dubleks, yok dükkan üstü, yok yeni yapılmış, ilk biz oturacağız falan diye. Kıstırdı beni merdivenlerde kadın. Canım çıkmış eşya taşımaktan. Amacın ne diye sordu. Soruya bak! Sana daha yakın olmak! Öyle diyemedim tabiki. Dükkanım üstü boş daire ne amacı be kapa kapını otur dedim indim aşağı. İnerken 'ne bileyim ben senden korkuyorum vallahi' dedi. Bende 'kavga çıkaran sendin ben senden daha çok korkuyorum' dedim. Cazgırsın bir kere diye seslenmeyi de ihmal etmeden hızlı hızlı indim aşağı ki cevap veremesin. Son sözü ben söyleyeyim derdime de bir çare bulmak lazım. Nihayetinde tahmin ettiğim gibi komşuyken bir sorun olmuyor. Kapıda karşılaşınca yokmuş gibi yapıyoruz hızlı hızlı iniyoruz çıkıyoruz kesişirsek. Ayakkabılarımı bağlıyor gibi yapıyorum falan. İdare ediyoruz. Hayatlarına renk getirdim bence haberleri yok. Sayemde adrenalin yaşıyorlar. Bu yaştan sonra daha ne olsun cinsel fanteziyle renk arayacak halleri yok anca böyle.


temsili ama toplumsal mesajlı
         


          Şimdi farkettim ki bende karadenizli aile apartmanı gibi sahiplendim çöp konteynerını. Onlar kadar olamam tabi yıkıyorlar haftada bir kere. Tak tuk çekiçle bakım yapıyorlar. Ama biri çöp atarken bakıyorum mesela doluysa başka yere atın falan diyorum. Çöpçüler yamuk bıraktıysa düzeltiyorum. Büyük biraderler mübarekler beni de kendilerine benzettiler. 3 sene önce dalga geçiyordum alt tarafı demir yığını diye. Şimdi canım o benim. Bebeğim. 'Lann poşete koyun onları öylece dökmeyin dibine yapışıyor pislik' diye bağırıyorum şimdi millete.


        Ben bugün bambaşka bir şeyden bahsedecektim. Nasıl oldu da bu kadar şey çıktı yarım saatte hiçbir fikrim yok. Bir insan, bir çöp konteynerını neden bu kadar sever bu da bunun hikayesi olsun.


       Yağmur başladı. O zaman kahve zamanı...

        

  
        

4 yorum:

  1. Miras,
    Hakikaten yaşıyor musun bunları, yoksa öykü mü? Valahi çözemedim :) Ona göre yorum yapacağım yapamıyorum. En büyük konteyner bizim konteyner :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öhh ne yazmışım. İlk yazılarım olayı bağlayana kadar akla karayı seçmişim. Bu kadarı uydurulmaz ya bu kadar saçma şeyler ancak gerçek hayatta oluyor malesef. Hayatım hakikaten saçma. Ve yine malesef hepsi gerçek ((: En büyük konteyner bizim konteyner haha buda güzelmiş :D

      Sil
  2. Allah seni napmasın ya çok alemsin sahiden böyle bi anda başlıyon mu bağırmaya eyleme yazı tarzın çok eğlenceli ama yaşamın daha eğlenceli demek ki :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benden ziyade yanımdaki insanlar eğleniyolar çünkü hep anlatıcak bişeyler var. Bazen gene ne oldu diyolar. Bi kere arkadaşlarla içmeye gittik barda kavga çıktı. 15 dakika sonra eşim geldi ve naaptın diye sordu. Alakam olmasa da Miras kesin bi b*k yedi diye düşündürtüyorum insanları. Benim kendimle başım dertde zaten. Bu da ilk yazılarımdan üşenmeden nası okudun helal olsun. Sonraki yazılar daha güzel yazmayı öğrenememiştim ben burda ((:

      Sil