KOMŞU ALMA ISSIZ ADAYA TAŞIN

İsyaaaaaaaaaaaaaaan diye bağırıyor yeni yan komşularım. Daha taşınalı bikaç saat oldu. Geriye bir avuç yalaaaaan. Neye isyan ediyorlar bilmiyorum. Evin tuvaletini mi  beğenmediler acaba. Ne oldu? Duşakabin mi sızdırıyor. Gece on ikide akıllarına ne gelmiş olabilir de böyle bağırıyorlar anlamaya çalışıyorum. Kulağımı duvara dayamama gerek yok orda biri osursa burdan duyuluyor zaten. Allahım inşallah sesli seks yapmıyorlardır. Buna karşılık bende başlıyorum aynı şarkıya hemde avazım çıktığı kadar.
İsyaaaaaaaaan. Ne bağırıyosunuz ulaaaaaaan. Gecenin on ikisi, ben hatırlattım da susmazsanız polis çağırıcaaaaaaaaaaam. Uzata uzata. Nameli nameli.

Sustular. ama bestemden memnun kaldıklarını hiç sanmıyorum. Sabah işe giderken uunutmayayımda kapıyı dinliyeyim onlar işe gittikten sonra çıkayım bari. Kim o cartlak demesinler. Ya da desinler ya onların sesi sanki çok mu güzel. Ah o eski yan komşularım. Orta yaşın az üstünde bir çiftti. Resmen benim yüzümden taşındılar. Adamın arabasına komple çamur sürmeseydim ya da o kokana karısına cadoloz demeseydim taşınmazlardı belki. Ya da apartman girişindeki ayak kokusunun o adamın ayakkabısına ait olduğunu vurgulamasaydım mesela. Onlarda çok fenaydı. Kibirli laf sokan gıcık insanlardı ama en azından yaşları gereği gece on birde Halil Sezai söylemiyorlardı. Olsa olsa heybelide her gece mehtaba çıkarlardı gariplerim. Nerdesin kokana seni çok özledim. Gelen gideni aratıyor vallahi.


Komşulardan yana şansımız pek olmadı 14 yaşındayken oynak kızını yoldan çıkarıyorum zanneden ev sahibimiz biz evden çıkalım diye bizzat gidip deli raporu almıştı. Şuan ne yaptığımı tam hatırlamıyorum ama, evden çıkın, ben deliyim keserim hepinizi, demişti. Vallahi benim suçum yok. Hatta biz taşındıktan sonra kızı daha fingirdek oldu. Issız adaya düşsem yanıma alacağım 3 şey; parti şapkası, havai fişek bir de patlatmalı şampanya olurdu herhalde. Yaşasın kurtuldum bu manyaklardan diye 3 gün 3 gece kutlama yapardım.

Bir önceki evde de yine manyak ev sahibimiz apartmana girenlere kimlik kontrolü yapıyordu. Önüne geleni durudurup kime geldin, kimsin diye soruyordu. GBT ye sokacak nerdeyse gelenleri.

Bir gün kar kış kıyamet kafama çektim şapkamı ağzım burnum atkıya sarılı kat kat giyinmişim zaten, tam apartmanın loş ışığına adımımı attım Ahmet Amca durdurdu (ev sahibi,apartman bekçisi) 

-Pardon kime gelmiştiniz? diye sordu. Elim ayağım buz kesmiş zaten bide ne bokuma durduruyosun insanları sorguya çekiyosun diye bi sinirlendim ben.

-Anana gelmiştim.

-Anlamadım. Anama?

Napıyosun Miras. Ev sahibi o Miras. Her gün yüzünü görüceksin adamın Miras. Vallahi eşyaları topla diyor şeytan taşın ıssız adaya.

-Anan değil Handan. Handana geldim ben.

-Handan kim?

-Handan kim? Handan arkadaşım kısa boylu sarı saçlı şişman.

Aferin Miras! Usturuplu  atsaydın ya azıcık robot resmini mi çizicek ne eşgal veriyosun. Bide niye şişman. Sen kilo veremiyosun herkes şişman olsun istiyosun demi.  İşte bunlar hep bilinçaltı.

-Handan diye biri yok burda.

-Aaa yalnış geldim o zaman. Deyip topukladım apartmandan. 

Valla kendi evime giremedim. 15 dakika bekledim köşede. Atkıyı şapkayı çıkardım. Gözlükleri buldum çantadan taktım. Saçımı başımı çözdüm. FBI ajanları gibi kılık değiştirdim sonra iyi günler Ahmet Amca, deyip konuşmasına fırsat kalmadan fırladım apartman merdivenlerinden.
Yirmi beş yaşında evli barklı kadınım aslında ben. Acaba evren bana mesaj falan vermek istiyor olabilir mi? -O dilini kediler yesin az tut o dilini başına gelmeyen kalmıyor sonra-gibi. Handan her kimsen özür dilerim şişman demek istememiştim balık etlisin sen hem çok yakışıyor bence sana. En azından onun gönlünü alayım bari.