HANİMİŞ MİRAS?

Nerdesin?  Onlarca 'kız sen nerdesin?' mailim birkaç tanede  'nereye kayboldun' yorumum var yazılarımın altında. Demek ki m...

11 Mayıs 2016 Çarşamba

NE KADAR REZİL OLUNABİLİR? -NEY-

Ananasla bakışıyorum. Bir elimde rakı bardağı var. Can gitar çalıyor bize. İnsan evlendiği insanın marifetiyle gurur duyar bense çomak sokmaya çalışıyorum. Sebep: çok sarhoşum ve Can şarkı söylemeye başlayınca tam zamanlı konseri bitene kadar durmaz. O kadar içmişim ki müzik dinlemek değil saçmalamak istiyorum.

Dört kişiyiz masada. Mezelerden rakı bardaklarını koyacak yer yok. İki şarkı arası herkese soruyorum. Bir enstruman çalıyor olsaydınız siz ne çalardınız? Can zaten gitar çalıyor. Biri keman diyor. Ben davul. Başka bir arkadaş ney diyor. Ney diyor ney. O an kafamın üstünde bir ampul yanıyor. Bizim evde ney var. Bizim evde ney niye var? Nasıl geldi o ney bizim eve bilmiyorum ama var onu biliyorum. Ben çok saçma bi insan olduğum için evde ney çalan biri olmadığı halde mevcut olmasını garip karşılamıyorum. İşin garibi, bana alışık oldukları için o insanlarda garip karşılamıyorlar. O kafayla evdeki neyi bulmaya karar veriyorum. 'Salak! Sanki bulsan çalabilecek misin? Bi tarafına mı sokucaksın bulup, otursana oturduğun yerde' diyen meleği sol omzumda sanıyorum. Halbuki o sağ omzumdaymış da bana iyilik ediyormuş (sağımı solumu hep karıştırırım zaten)



Ünitenin arkasında, iki kolon arasında ardiye olarak kullandığım ufacık alanda koltukların üstünden kutuları karıştırıyorum ve bana iki dakika ama millete iki jeolojik dönem gibi gelen bir süreçte o neyi buluyorum. Elimde ney evreka evreka, buldum! diyerekten koltukta zıplarken yere yuvarlanıyorum. Hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçiyor. Zaten tırnağım kırılsa başa alıyor filmi bünye. O yüzden alışkınım ki ciddi birşey olmadı ayağımı burktum. O gece sıcağı sıcağına anlamadık ne olduğunu. Buz koyup yiyip içmeye devam ettik. Flash tv nin 2. kalite filmleri gibi günahımın bedelini sabah ödedim. Filmin adı da içki içip, günaha girerken ney bulan kızın dramı. Bunlar hayal meyal hatırladıklarım.

Sabah davul gibi bir ayakla uyandım. Keşke evde ney yerine davul olsaydı. Can doğrudan beni hastanenin acil servisine götürdü. Giderken o kadar çok azar yedim ki, ayağım yerine boynumu mu kırsaydım acaba diye düşünmedim değil. Acil kapısından girerken 2. dünya savaşı gazisi gibi mağrur bindim tekerlekli sandalyeye.

-Aşkım canım naapçaklar ki ayağıma
-Kırıp geri takıcaklar Miras zaten hakettin bence hiç rahat durmuyosun.
-....? .....!  ...!!!!!!!
-Dursana Miras nereye? Tekerlekli sandalyeyle kaçsan noolcak ne kadar uzaklaşabilceksin sanki. Bak hala gidiyo Allahın kaplumbağası.
-Sen hiç kaplumbağayla tavşanın masalını duymadın galiba. Kırdırmam ayağımı yol açın prison break.

TEMSİLİ
Sandalyenin tekerleklerini avuçlaya avuçlaya kaçarken doktor tarafından yakalandım. Hatırlarsanız böbrek olayında da aynısını yapmıştım. Sıvışmak gibi bir huyum var ama hiç başarılı olamadım daha. Eve gidip küvete buz doldurup içinde yaşama planlarım suya düştü. Röntgen çekildi. Kırık görünümlü çatlak dediler. Memnun oldum bende kartal görünümlü şahin. Tekrar kırmayacaklarına sevindim ayağımı ki hevesimi kursağama doğru sokuşturdular. Çatlak daha zormuş. Daha kötüymüş. Buraya kadar da herşey normaldi bence. Tamam kaçmaya kalktım ama hastalık travması. Hem benim kişiliğim için normal bir girişimdi. Esas sorun alçı da başladı. Yakışıklı doktorumuz Kerem ben bacağımı dize kadar sıvayınca hayatımda ki en büyük utançlardan birini daha yaşamış bulundum. Ağda! 2 hafta olmadı ki ne ara uzadı bunlar. E kış ayı açıp açıp bacaklara bakmıyo insan. Demek ki bakmak lazımmış. Hava buz gibi. Tayt artı pantolon derken kim bilir bacaklarımı görmeyeli kaç gün geçti. Can boyun posun devrilsin. Atlara yaptıkları gibi sakatlandı diyip vursana beni evde. Ne diye tutup üniversitenin aciline getiriyorsun.

-Miras hanım. ( jeyn dicektin heralde canım. Bacaklarımda ki ormanı ancak öyle açıklayabilirsin) Şimdi alçınızı stajyer doktorumuz Merve hanım yapıcak.

Çağır çağır. Gelsin Merve de gelsin. Berke de gelsin. Varsa görmeyen bu rezilliği bütün acil gelsin. Bacağı dizden kessen daha az üzülürüm.

Geldi Merve hanım. Afeti fettan Merve. Dikkat ettim Merveler hep 20li yaşlarda. Demek ki bir ara moda olmuş bu Merve ismi. Ben gidemedim Merveler bana geldi. Mervelerciğim açmasan bacağımı ha kuzum yaşarım ben böyle. Zalım Merve dize kadar Keremin de yardımıyla yapıyor alçıyı. Kafamı sedyeye gömmüş, bir mucize olur da kalp krizi falan geçirip ölürüm diye dua ederken göz ucuyla Merveyle Keremin oynaşmasını izliyorum. Ay ne romantik. Yakışıklı doktor Kerem, güzel stajyer Merve ve benim Belgrad ormanı bacağım. Bitti mi Merveciğim alçı. Kalem ister misiniz. Kerem imzasını atar, sende ağdacının numarasını yazarsın artık alçıya. Hakettim bence ben bunu.

Bir ney yüzünden daha ne kadar ızdırap çekebilirim ki diye düşüne düşüne 2 ay alçı taşıdım. O bacağı kimseye gösteremem bi daha deyip, alçıyı da kendim açtım. Ney? ney mi? Onun da nerden geldiğini hala bulamadım. Sanki başıma iş açsın diye kendiliğinden oluşan gizli bir nesne niteliğinde pis pis bakıyor hala bana.

Buradan çıkaracağınıız ana fikri size bırakıyorum. Muhtemelen kişisel bakımla ilgilidir. O yüzden size bırakıyorum zaten çünkü benim çıkardığım fikir çok saçma.
^Evde ney arama^


21 yorum:

  1. neye ne oldu bu arada, yaşıyor mu doktor ay aman miras :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neyi çekilişle birilerine mi yollasam ya onlarında hayatı kararsın. İster misin yollayayım mı sana :D

      Sil
    2. yok aman almayayım ben. 9 sene konya'da yeterince gördü bu bünye. antalya'da gitar neyse konya'da ney o. anla yani

      Sil
  2. aahahahahaaaaaaaaa :)
    Sabah sabah koptum miras :)))
    Çıkarılacak çok sonuç var da çıkartmaya üşendim şimdi :))
    Geçmiş olsun bu arada arkadaşım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçti çok şükür de hala utanıyorum abla anısı geçmedi :D

      Sil
  3. Sabahın köründe yayınladığın yazılar hep eğlence saçıyorlar :)) O Belgrad ormanı bacak meselesi benim de başıma gelmedi değil.O gün bu gün epilasyon aletim en yakın arkadaşım oldu...

    Öptümmmm <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nedir bu kadınların sorumluluklarının boyutları. Yükümüz ne kadar ağır de mi. 2 tüy için bile rezil olabiliyoruz. Can da King kong gibi dolaşsın adalete bak :D

      Sil
  4. Gecmis olsun :) o acil doktorlari yok mu en beter en kılıksız halime şahitler zaten :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bi gün düğünden dernekten önce tam hazırlanmışken hastalanmak lazım aslında bak iyi aklıma getirdin anca telafi eder :D

      Sil
    2. Dönüsüm muhtesem olacak edasiyla taburcu olup lerzan mutlu havasiyla hastanelik olmak..en büyük hayalim :D

      Sil
  5. :) Yıllaaaaarrr yıllar evvel küçükken baya bir hastalanmıştım. Evde tektim ve teyzem beni doktora götürmek için gelmişti. Benzer bir halde olduğumdan elime geçirdiğim jileti sağa sola savurmuştum. Kan revan içerisinde hastaneye gittiğimizde beni acile almak istediler. Oysa sadece üşütmüştüm ama jiletle kendimi doğradığımdan ve üzerime giydiklerimden dışarı fışkıran kandan bıçaklandığım düşünülmüştü o gün geldi aklıma.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haahhaa yazık ya :D Evden çıkmadan önce farketseydim eminim bende senin yöntemi uygulardım. Umutsuz bi çabayla totoyu kurtarmaya çalışmışsın en azından o da bişeydir :D

      Sil
    2. karşı tarafa güzel görünücem diye kendini doğrayan canlıya ne denir? :D

      Sil
    3. Dişi denir :D Senin evde de iki tane var tanı bunları bil bunları :D :D

      Sil
    4. zavallı ben desene :(((((

      Sil
  6. sabah sabah ne güldüm ya çok geçmiş olsun başka bir yerine bişey olmadığına yine de sevinmekte fayda var :) ney hatıra olarak kalsın ileride torunlarına hediye edersin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neyi onlara hediye edeyim de soyumuz kökten kurusun :D Lanetli o ney :D :D

      Sil
  7. Gülmekten öldüm ama geçmiş olsun ki! Ne denir bilemedim de... ana fikirden ziyade yan fikir çok burda 😉

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sağol bacağım iyileşeli çok oldu ama travması iyileşemedi bi türlü :D

      Sil
  8. Ya annemlerin evde, çarşafların arkasında saklanmış iki tane kaval var bizde de. Hep aklıma takılmıştır nereden geldi acaba diye. Niye sormamışsan daha önce :) Babam küçükken çobandı desem, İstanbul Fatih in ortasında koyun ne arar :) bak merak ettim gidince bulayım bende onu, ama söz dikkat edecem sakata gelmeyelim :) Geçmiş olsun canım, Allah beterinden korusun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin inşallah. Hadi ney neyse de hakikaten kaval ne alaka acaba. Sen gene de uzaktan bak bence çok yaklaşma (:

      Sil