HANİMİŞ MİRAS?

Nerdesin?  Onlarca 'kız sen nerdesin?' mailim birkaç tanede  'nereye kayboldun' yorumum var yazılarımın altında. Demek ki m...

29 Mayıs 2016 Pazar

JAMAİKA- BONZAİ

Bu aralar toplumun yarasına parmak sokasım var. Hayatta herşeyi en az bir kere denemek gibi bir mottom var. Veee bunda çok ciddiyim. Çin e gitsem çekirge yerim mesela. Kusacağımı bilsem de denerim. Paraşüt taksalar uçurumdan atlarım. Ödüm buna isyan etse de yapamayan ben olmamalıyım.  Ne olduğunu neye benzediğini bilmeliyim denemedeğim şeyin. İyi de olsa... Kötü de olsa... Tabi ki siz batının ve Mirasın iyi taraflarını alın kötü taraflarını almayın.

Yıllar önce bir arkadaş, annesine peygamber çiçeği diye aylarca kenevir yetiştirtmişti balkonda. Hacı anne anlayınca bütün kenevir saksılarını balkondan aşağı atmıştı. Hep etraftan, hapla otla ilgili hikayeler dinledim o zamana kadar. Kötü birşey olduğunu bilse de insanın beyni bunu eğlence olarak kodluyor.

Bir kaç sene önce bir doğum günü partisinde alelade bir evde denedim ilk ve son defa uyuşturucuyu. Hep merak etmişimdir; İnsanların bundan ne anladığını. Üniversite yerleşkesinde yaşayan insanlar olarak, sokakta gördüğüm zaman, 'kesin otlu, haplı' diye eleştirmek veya değilse bile ne olduğunu bilmediğim için yargılamamak istedim. O partide ilk defa birinin elinde onu gördüğüm zaman, ergenliğe yeni giren kardeşim geldi aklıma. İçse anlayabilir miyim? Peki o bundan nasıl bir zevk alacak ki içmek isteyecek? Denemem lazım diye düşündüm. Ne hissettirdiğini, neden içtiklerini bilmem lazım. Seni anlıyorum demem lazım. Hatta ilk elden anlamam lazım.




Can'ın buz aramak için dışarı çıktığı sırada (yeşilaycı ve tertemiz bir Can'ım var benim) çıktım balkona. 3-4 kişilerdi. 'Ooo deneyecek misin' deyip tutuşturdular parmaklarımın arasına. Şunu da anlamış oldum ki, hiç bir fırsatı kaçırmıyor, kimse ne gerek var içme demiyor. Onları yargılama, onlar gibi ol istiyor herkes. Yalnız sigara gibi içilmiyormuş o. Kesik kesik nefes çekmek lazımmış. Kafaları güzel olduğu için o kısmı öğretmeyi kaçırdılar sanırım. 


Dördüncü nefeste, vücudumu  hissetmemeye başladım. Bedensizdim. Kim olduğumun, nerde olduğumun, zerre kadar önemi kalmamıştı. Savunmasızdım. Birkaç nefes dumanın, benliği kaybetmekte bu kadar güçlü olması, aklın erebileceği sınırlar dahilinde değil kesinlikle. 'Oturma sakın' dediler. Oturursam yığılıp kalabileceğimi hissettim. Beyaz tişörtlü biriyle muhabbet ettim balkonda sonra. 'Yeşil köyden geldim' dediğini hatırlıyorum. Böyle biri yoktu bu partide 15-20 kişiyiz alt tarafı bu nerden çıktı diye düşündüm. Zaten kapı ağzındaydım. 3. kata tırmanamayacağına göre, yandaki dairenin de balkona kapısı var herhalde, komşulardan biridir dedim kendi kendime. 

Sonra kalabalık odaya geçtim. İlk defa denediğimi bildikleri için, arkadaşlarımın hepsi bana bakıyordu odada, gülüyorlardı. Herkes bir ağızdan birşeyler söylüyordu. Çoğunu anlamadım. Birazdan motor sesi duyucaksın dediler. Anında kulaklarımın dibinde bir motorsikletin motor gürültüsü patlatı. Camdan dışarı baktım ama sokakta motor yoktu. Sanki odanın içindeydi motor. O kadar gürültülüydü ki kimseyi duyamaz oldum. Sonra bir gülme geldi üzerime. Çene mi tutamıyordum. Ağzım yüzüm benden bağımsızdı sanki. Ve acı gerçek kafama dank etti. İlk cümlem 'Can ağzıma sıçacak' oldu. O an daha çok gülmeye başladılar. Kontrolü biraz ele alınca, 'ne anlıyorsunuz bundan, bedenimi uzaylılar ele geçirmiş gibi, bütün hakimiyetimi kaybettim' diye sordum. 'Aaa beğenmedin mi? Böyle oluyor işte' dediler. Beğenmedim tabi salak. Allah bana vücut vermiş, kontrol edemeyeceksem neye yarar bu kol bacak. 

Görüntüleri birkaç saniye gecikmeyle analiz edebiliyordum. Biri tokat atsa, tokadı görmeden önce acısını hissedebilirdim ancak. Bir kız arkadaşı tuttum kolundan, 'Can gelirse, Aslının morali bozuk odadalar dersiniz' diye tembihledim herkesi. algı geç olsa da kendi düşüncelerim hızlanmıştı. Yatak odasına kapanınca, başka bir evre, enerji, çöktü üstüme. Fazla enerjiden kurtulmak için, hareket etmeye ihtiyacım vardı. Zıplamaya başladım ama hareketlerim bana o kadar geç geliyordu ki uzay boşluğuna sıçrıyormuşum gibi hissettim. İş birlikçilerim bir kavanoz çikolata verdiler elime, sanırım yedim. Şükür ki tanıdığım insanların arasındaydım. Bilmediğim tanımadığım bir yerde yapmış olsaydım başıma ne gelirdi hayal bile edemiyorum. 

Can geldi.Kapıyı 2 santim araladım.
-Nooldu? Aslıya birşey mi oldu?
-Hee evet. Aslı Kemalle çıkıyordu ya hani, Hakandan hoşlanmış, azıcık oynak bu kız zaten. Hakan da Kemali sevmiyor, nispet yapmış sevgilini elinden aldım diye. Aslıyla Kemal kavga etti olay çıktı.

Ooo, salladığım entrikaya gel. Kim bilir daha neler attım da Can inanıp gitti diğer odaya. Can gitti diye rahatlayıp arkamı döndüğüm sırada Aslıyla burun buruna geldim.

-Ah canım, sen ne zamadır odadaydın.
-İşte en son zıplıyordun. Ben Hakanla fingirdiyordum falan.
-Hee salladım ben onu.
-Farkettim.

Aslının namus hesapta elden gitse de o da içtiği için, o kadar çok güldük ki, gelip bizi susturmak zorunda kaldılar.

1 saat sürmedi etkisi. biraz durgunlaşsam da odaya geçtiğimde parti sabaha kadar devam etti. Tabi ki resmen mal gibiydim. Bir daha dener miyim? Kesinlikle hayır. Kontolünüzü ele alan, hakimiyetinizi  kaybettiren, gerçeklik algısını sıfıra indiren saçma sapan bir madde. Zevkli mi? Kesinlikle hayır. Eğlendim ama o durumdan kurtulmaya çalışırken. İçtiğim anda bir an önce bitsin bu saçma şey diye dua ettim. 1 saatin içinde, insan bünyesinin taşıyamacağı şekilde o kadar çok duygu geçişi yaşadım ki, etkisi geçince sersem gibi oldum. Sürekli bunu yaşayan insanların bedenine ve psikolojisine gerçekten acıyorum. Yeğenlerim, kardeşim, gelecekte doğacak çocuklarım ya da bu postu okuyan bunu denememiş arkadaşlar; Hemen her evresini ayrıntılı bir şekilde anlattım ve inanın, maddenin etkisinde ki hiç bir şeyden zerre  kadar zevk almadım. O kadar savunmasız ve çaresiz hissettim ki, yabancı bir çevrede olsaydım kesinlikle kendimi koruyamazdım.

İşin en korkunç tarafı ise şu; O gün o partide, hiç bir şekilde, Yeşil köyden gelen, beyaz tişörtlü biri yokmuş. Parti de ki 20 kişi de kesinlikle öyle birinin olmadığını söyledi. Yeşil Köy diye bir yer de yokmuş. Balkonun da komşu evlere açılan bir kapısı yokmuş. Yokmuş oğlu yokmuş. O gece en az 10 dakika gayet canlı bir şekilde olmayan biriyle konuştum ve partidekiler de anlattığımda  bu durumdan biraz ürktüler. 

Can'a bunu paylaştım. Zaten bir süre sonra farkettiğini söyledi. Benim bir gün bunu deneyeceğimi de bildiğini ekledi. Bir de üzerine bir daha yaparsam içinde, kadına şiddeti de barındıran bir takım tehditler savurdu. Her ayrıntısını açık bir şekilde sordu. Sonra güldü ve ayrıntısıyla dinledi. 

Kontrol sizde olduğu kadar siz, kendinizsiniz. O maddeleri kullandığınızda, hiç bir kişilik taşımayan, içi boş bir ruhtan ibretsiniz. Sizi, siz yapan herşeyinizi, 1 saat elinizden alsın diye, bütün psikolojinizi ve bedeninizi, tutunacak taşı bile olmayan, dibi gözükmeyen, zifiri kuyulara atmayın. 
Hayatınız, hiç bir dakikasını, kaybetmek istemeyeceğiniz kadar güzel... Acı, ölüm, keder, ne yaşarsanız yaşayın. Hatta ölmek istiyorsanız ölün. Bu bile bedene, içtiğiniz uyuşturucunun yaptığından daha saygılı davranmaktır.


26 yorum:

  1. Deneyip o kafayı bende yaşamayı o kadar çok istiyorumki.. Suan depresyona girip bir sürü sağlıksız şey yedim o olsa onuda yapardım galiba bu kafayla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Psikolojini daha çok bozmaktan başka hiçbir işe yaramıyor inan. Geriye sadece kafa karışıklığı yorgunluk ve mallık bırakıyor

      Sil
  2. Bende de o motto var bazı şeyler hariç tabii ki. İstisnalarımdan biri de uyuşturucuydu zaten. Yazını okurken bile kendimi bi kötü hissettim inan. Zamanı geriye sarabilsek gelip sana engel olurdum o derece. Paylaştığın için de teşekkürler, bu mottonun bir sonraki maddesi bize örnek olur inşallah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zamanı geriye alabilsek bende kafama bi tane patlatırdım herhalde :) Denemiş ve bilmiş oldum en azından ve başıma birşey gelmedi buna da şükür :D

      Sil
  3. Ben de koyu bir yeşilaycı olarak diyorum ki ne gerek böyle şeylere??
    Neyse ki sen kötü bir şey olduğunu düşünüp bırakmışsın.Ocak söndürüyor onlar,bırakın,elinizi sürmeyin!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hadi canım! Ciddi misin :D Bende onu anlatmaya çalışmıştım ama sende güzel özetlemişsin :)) Ben şahsen etrafta bunu yapan çokça insan gördüğüm için (üniversite yerleşkesi) bunun ne olduğunu gerçekten merak ettiğim ve içene de 'sen anlamazsın deme denedim biliyorum bunda bir zevk yok' diyebilmek için denedim. Pişman mıyım? Hayır. Yarın öbür gün kardeşim çocuğum bunu yaptığın da neyin kafasını nasıl yaşadıklarını biliyor olacağım ve hazırlıklı olacağım.

      Sil
  4. Yarının ne olacağı bilinmez ama bugüne kadar hiç içki, sigara içmedim. Çoğu kişi der ki: "Hiç mi merak etmezsin, bre zalım" Cidden hiç merak etmedim. Sen iyi atlatmışsın ve nefret etmişsin. Ancak geleceğin çokta bu tip şeylerden nefret edeceğini sanmıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zevk aldıklarını sanmıyorum. Daha çok havalı olduğunu düşünüyorlar. Herşey bitince birbirlerinin saçmalıklarını anlatıp değişik bir an paylaştıklarını düşünüyorlar. Milyonlarca insanın, bundan ne anladığını deneyimlemek şahsen ilginçti. Yine olsa denerdim. Ben fazla meraklı bir insanım kabul ediyorum ((:

      Sil
  5. İnsanın kontrolünü elinden alan her türlü şeye karşıyım. Umarım gençler bunun büyülü ve havalı bir şey olduğunu düşünüp hiç bulaşmazlar. Kendime ne kadar güvensem de erkek kardeşlerim adına çok korkuyorum bu tip zımbırtılardan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte havalı diye başlayıp birkaç kere kendini içmeye zorlarsan bağımlılığa dönüşüyor. Bilinçlenmek lazım.

      Sil
  6. Okurken bile korktum miras. Birak o anları yaşamayı. Gerçekten de Allah korumuş. Hele hele uyuşturucunun serbest olduğu ülkeleri hayal bile edemiyorum.
    Bilinçlendirici çok güzel bir yazı olmuş. Emeğine sağlık canım benim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye de de serbest gibi birşey zaten ki... Konserine gittiğimiz birçok sanatçı kafaları dumanlı çıkıyor sahneye. İzlediğimiz bütün televizyon dizi oyuncuları... Öğrenciler,memurlar... O kadar çok içen insan tanıyorum ki. İçtiğine inanmadığım imkansız daha neler dediğim, ne kadar düzgün insan halbuki dediğim insanları bile gördüm.

      Sil
  7. Bir daha mı geleceğiz dünyaya deyip yapmak istediğim çok şey oluyor ama bu tarz konularda frenliyorum kendimi, yeme içme konusunda da öyle... Ceseratliyimdir ama midemin ve aklımın almadığı şeylere de ok diyemiyorum :))) Mesajlar sağlamdı ;)
    Allah korusun, Allah kurtarsın diyorum!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tanımadığım insandan nefret etmem. Denemediğim bir şeyi savunamam ya da ona itiraz edemem. Birinci elden bilmediğim birşey hakkında konuşmam iyileyemem veya kötüleyemem. Ben o mantıkla hareket ediyorum. Seni de anlıyorum ama dünya da yaşanıcak o kadar güzel şey varken, neden kötüleri deneyimleyesin değil mi? Kendince sebeplerin yoksa en mantıklısı...

      Sil
    2. Aynen öyle MİRAS! 😉 güzel olanı yakalamak, almak daha cazip geliyor hep 😂

      Sil
  8. Ben de senin gibi aynı meraktan denemiştim. Bende doğru düzgün bir etkisi olmamıştı ama bunun sebebi muhtemelen kendimi "kontrolümü kaybetmemem gerekiyor" düşüncesi yüzünden çok kaptırmadım. Ev ortamında saçma sapan her şeye gülmüş olsam da net bir şekilde bana dokunulmasına izin vermediğimi hatırlıyorum. Sadece yeteri kadar sert tepki verememiştim ki ortamda 5-6 tanımadığım kişi dışında herkes tanıdıktı. Gece eve gidemeyeceğimizi fark edince kızları tek bir odaya kapatıp kapıyı kilitlemem ve o şekilde uyumamız bile bilinçliydi. Ama kesinlikle sinir bozucu bir deneyimdi istediğin tepkileri istediğin şekilde veremiyor olmak. Her boku yerim, merak uğruna saçmalarım bazen ama kesinlikle kontrolümü kaybetmek benlik bir şey değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten özgüvenin varsa ve kendini biliyorsan gerek duymuyorsun bir daha. Biraz değişik olma çabası, ben farklıyım aykırıyım deme isteği ona alışmak. Yoksa tadından olduğunu sanmıyorum saçma sapan birşey. Bendensin Cha aman hiç bir halttan eksik kalmayalım :D

      Sil
  9. Mirasçim anlatabildigin için cesaretinden dolayi seni tebrik ederim. Dedigin gibi kontrolü niye kaybetsin ki insan. Hadi bir kadeh içki içersin keyiflenirsin de tamamwn kontrol niye gitsin. Ama gençler bunu zaten özentiden yapiyor. Birçok farkli sey gibi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında yazıyı yadırganacağını bilerek ve düşünerek yazdım ama kimse beni tanımadığı için sorun yok (: Desteğin için teşekkürler abla. Kötü birşey olduğunu bildiğimi bildirmek ve beni severek okuyan ama buna meraklı 3 kişinin kafasında soru işareti bile oluştursam benim için yeterli bir mesafe demek.

      Sil
  10. Değil bir kaç defa içmek, denemek bile öldürebilir. Öyle bir özelliği var o zıkkımın ;)

    YanıtlaSil
  11. Duygu geçişlerini anlattığında yazarların neden uyuşturucu kullandıklarını anladım. Olmayan biriyle konuşmak ise başlı başına bir hikaye :D Hatta roman bile çıkarabilirsin Miras :D
    Tabii yazarları sallarsak... Bedeninin hakimiyetini kaybetmek, kontrolü kaybetmek korkunç bir şey bence. Mesajın kesinlikle çok doğru..

    YanıtlaSil
  12. Verdiğin mesaj ve cesurca yazdığın için seni kutluyorum canım, ama bir kereden bir şey olmaz deyip hayatı kayanlar da çok maalesef sırf özenti için yazık.
    Gençler yaşayabilecekleri onca güzellik varken niye bir yere tıkılıp kendilerine eziyet ederler bilemiyorum:)

    YanıtlaSil
  13. Bonzai gerçekten çok kötü bir illet, kullanan birini görmüştüm. Kullanan kişi gerçekten kendinden geçiyor. Ondan sonra bende detaylı bir araştırma yapmıştım ve blogumda yazmıştım detaylı olarak, aşağıda linki var.
    http://www.bloggokhantekin.com/2014/05/insanlarin-canini-alan-zehir-bonzai-nedir-ne-degildir.html

    YanıtlaSil
  14. Seni kocaman tebrik ediyorum.Bir süredir bloğundayım ve yazılarını okuyorum.Önce çılgınlığına,yazım diline bayıldım, şimdiyse cesaretin ve kontrol gücüne. Çılgınlık, cesaret ve kontrolü bir arada dengede tutabilen nadir kişilerdensin.

    YanıtlaSil