HANİMİŞ MİRAS?

Nerdesin?  Onlarca 'kız sen nerdesin?' mailim birkaç tanede  'nereye kayboldun' yorumum var yazılarımın altında. Demek ki m...

7 Aralık 2015 Pazartesi

İÇİ GÜZEL OLSUN

Ojinal! Yedek parçası olmayan, doğal güzellik kaldı mı evrende? Hayır canıım ne kıskançlığı!! Alt tarafı burnum estetik, bir de takma kirpik seviyorum, ha bir de şey var saçlarımın rengini sürekli değiştirdiğim için orjinal renginden haberim yok ama ne alaka kıskançlıkla ondan demiyorum ki ben. Niye diyeyim fesat mıyım ben? Şey fesatlığa giriyo mu ya? Hani mesela arkadaşın sevgilisinden ayrılınca sevgilim yoksa bir rahatlama geliyordu bana o olunca fesat olunuyor mu? Hahhhaaa herkese oluyordur o. Yemezler.




Dış görünüş, önemsiz diyen varsa beri gelsin bi tanıaşlım onunla. Numune gibi birşey o çünkü. Sosyal medya hesapları ispatladı ki doğru açıyı bulup da bir selfi çekmek için telefonu saatlerce milim milim kaydırıyorsak havada, kimsenin ağzını açmaya hakkı kalmamış demektir. Metroda bir kere selfi için havaya kalkan telefonun, son durakta benle beraber indiğini gördüm ben. Yol verdim telefona. Saygı duydum o kol kasına.


Kaş kalınlaştırma teknikleri, takma kirpikler, dolgun dudaklar için sürülen nane yağları, acı biberler gördüm. Postijide unutmamak lazım. Hatta dövme kaşlar.Takma kirpik ve nane yağını bende denedim bir de bardakla dudaklarımı vakumladım (nasılsa tanıyan yok beni) bukalemun gibi saçlarımın rengini ergenlikten beri değiştiriyorum. Makyaj yapmayı göz kaleminden ibaret sanmasam neler yapacağımda ne fondoten kullanmaya alışığım ne allık. O sıkıntı yapıyor. Suratını olay yeri incelemesi işaretleri gibi milim milim allıkla boyayan hatunların sırrını hala çözemedim.


Dışarıyı çözüyoruz bir şekilde arkadaş sorun o değil içeride. En yakın arkadaşım Sarının ev arkadaşı Bilgenin derdi çok büyüktü mesela. Yapılı bir kızdı. Sürekli diyet ve göbek eriten otlar içerdi. . Bağırsak problemleri vardı. O yüzden de ayrı ilaç ve otlar içiyordu. Saçları postijdi, çünkü gerçek saçları çok seyrekti. sarımsak ezip sürmesini önerdim diye Sarı gırtlağıma yapıştı. Ev bir hafta leş gibi sarımsak kokmuş.Çene yapısı öndeydi, ameliyatla düzeltilecekti. Burnu estetikti Ayrıca bel fıtığı vardı. Kızın bütün vücudu hatalıydı yani. Bozup baştan yapmalıktı resmen.

Haaaahhh, kızla dalga geç geç, Allah belanı verdi Miras. Haketmedim desem yalan olur bir yerde. İlahi adalet. Bir kaç gün önce sağ tarafımda ağrıyla hastaneye acile gittim. Acile ayda bir kere adet dönemlerimde giderim. Doktorlarda arkadaşlarım zaten, hoş geldin deyip, iğne yerine serum yapıp yolluyorlar beni. Zaten nöbet çizelgelerini ezberlemiştim tanıdığım doktorların, ona göre acillik oluyordum.  Bir temiz yedim iğnemi. Elime de tutuşturdular kabı. Git, işe gel dediler. Tıp ilerlesin artık. Çişimizi karnımızdan iğneyle falan alsınlar. Acıya razıyım. Elimde çişle, bir koridor yürümek, sonrada doktora al çişimi demek istemiyorum. Paşa paşa yaptım çişi verdim doktora, çay içmeye gittik. Bir saat sonra sonuçları almaya gittiğimizde doktor sevindi. Çişimi verip kaçtım sanmış manyak. He evet, hatıra olarak sakla canım sen onu.
 Hep saçma karın ağrılarıyla gidip ağrı kesici yiyip dönüyorum. Bu sefer bişeyler buldu diye sevinmiş garibim.
-Ah geldin mi? Kaçtın sandık.
-Kaçacak olsam idrarı vermezdim. O rezilliği yaşadıktan sonra sonucu öğrenmem lazım. Bir şey çıktı mı?
-Oooo hemde neler çıktı.
-Hadi size kolay gelsin o zaman.
Kapıdan geri çevirdiler beni. Evet kaçıyordum. Neler çıktı derken sırıtıyor psikopat doktor. Belli ki her ay adet sancısı diye çaldığım vakitlerinin intikamını  alacak.
-Gel buraya hop nereye?
Sonuçları dayadı masaya. Aldı eline bir kalem.
-Dörtte üç oranında kum var. Dörtte üç oranında enfeksiyon var.
-Ee şurda maya yazıyo o ne?
Oha ne mayaladım lan içerde? Bak aslında içerde bi yerde yetenekliyim. Mutfakta hamur mayala desen mayalayamam ama içimde yapabiliyorum. İçimdeki cevheri dışarı çıkarayım bari.
-O maya, mantar demek canım.
Uyku sersemi, ağrım da var. Sabahın körü daha beynim uyanmamış. Yeniden görmeye başlayan körler misali, maya deyince aklıma yemek yapmanın gelmesi tam da bana göre bir hareket.
-Ne kadar su içiyorsun?
-Bir kaç bardak.
-Artık üç litre içeceksin.
-Ayda mı?
-Günde.
-Keban barajının oraya taşınayım ben o zaman.
Üç kilo suyu alışık olmayan bir beden olarak içmem çok zor geldi. Çaydan kahveden aldığım sıvı yetiyordu bana.
içerim ben bunu
-Dalga geçme, böbrek yetmezliğine kadar gider bu. Böbreğin tehlikede.
-Esas Türkiye tehlikede. Herkese üç litre diyorsan, 20 yıla kurur o barajlar.
Tarım marım öldü hep. Nedir bu ülkelerin kaderi. Daha Rus karılarını yolacaktık.
-Alsana doktor bu böbreği. Dışarıda suya yatırır beslersiniz. İyileşirse yerine takarız geri.
-Mecbur içeceksin o suyu. Beş tane ilaç yazdım. kimi günde üç posta içiliyor. İlaçları içtikçe yanacaksın susuzluktan.

Şimdi anlıyorum. Dış güzellik önemli değil çünkü her türlü kusur gideriliyor uygun malzemeyle. Önemli olan iç güzelliği. İnsanın içi güzel olsun. Böbrek dalak falan güzel olsun gerisi kolay. Tamam parodi yapmış olabilirim ama düşününce doğru. Sağlıklı insan mutluluğun güzelliğini taşıyor üstünde. Ağrılıyken hep buruşuk suratlar. Hep nemrut, sıkıntılı.

Yanıyoruuuuuuum. İçtikçe daha çok susuyorum şuan. O kadar su içiyorum, hala dudaklarım çorak topraklar misali çatlıyor. Döktüğüm kumla, kaçak kat çıkarım herhalde üst kata. Enfeksiyon kurur da, içeride mantar fikri can sıkıcı. O kadar ilaç yazmasa, kum dökeceğim ayağına biraya dadanırdım. Gerçi o zamanda alkolik olurdum. Alkolik Mirasın anıları diye yeni bir blog açardım. Okur muydunuz acaba?

Sağlıklı, best of mutlu böbrekli akciğerli hayatlar diliyorum. İç güzelliğimizi öpüyorum burdan. 

11 yorum:

  1. Alkolik malkolik hep okurduk biz! :D
    Çok geçmiş olsun yaa! Yakın zamanda kurtulursun umarım hepsinden.
    Evet,sağlık önemli.Zaten herhangi bir hastalığın olunca ne giydiğin kıyafete bakıyorsun ne saçına başına.Makyaj işi beni çok sıkıyor ya gerçekten hiç anlamam.Daha geçen seneye kadar farın kirpiğe sürülen şey olduğunu zannediyordum,değilmiş :D değil dimi? :D :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hahhaaa sende beni güldürdün Allah iyiliğini versin allahtan araba farıyla karıştırmamışsın bak oda bişey :D İyileşmek istiyorum da hangisinden kurtulayım önce kumdan mı enfeksiyondan mı mantardan mı? İçimde yetişmeyen şey yok. Şuan pofuduk terlik sıcak su tulumbası saç kafada toplu yatıyorum çok pasaklıyım. Canım çok teşekkürler.

      Sil
  2. Makyaj olayım rimel eyeliner ve ruj üçlüsünden oluşuyor :D allıktan da fondötende hoşlanmıyorum. olay yeri inceleme ekibi benzetmesi komik olmuş :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende hoşlanmıyorum ya her yere bulaşıyor gibi geliyo ağzımı yüzümü ovuşturuyorum çünkü. Neyse kızlar demek ki ihtiyacımız yok. Doğal güzeliz demekki :D

      Sil
  3. Offfff insan ne hale geliyor makyajla kendine yabancı

    YanıtlaSil
  4. Merhaba bloguhuzu bir sayfada gordum ve takip icin geldim bnde bloguma beklerim.

    YanıtlaSil
  5. Geçmiş olsun canım, bende de her ay bu tür sancılar oluyor şimdi içime kurt düştü :(( Neyse bende su içme sorunu yok o barajı da normal halimde bitiririm ( damacana abi kankam oldu, yılın müşterisi ünvanı bende bu sene yaaaaayyyy). Boyanma meselesine gelince, makyajı severim teknikleri bilirim ama artık uğraşmaya üşeniyorum. Kim Kardashian gibi hiç olmadım allahıma şükür ve sabah kalkınca mükkemmel olmasan bile iki halim ile beni tanıyorlar ( bu paylaştığın fotoğraflar ne öyle iki alakasız insan, umarım makyajsız durdurmazlar bunları sahtecilikten içeriye alırlar hemen). Zaten genel olarak abartıyı sevmem ve haklısın çok fazla dışımıza önem veriyoruz gereksiz yere, dünya fake ile dolu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya bende sallamadım sancıdır geçer dedim ama doktor ablukaya alıyodu az kalsın beni. Aman atlama. Şu makyaj tekniklerini paylaşta bizde görelim marifetlerini (:

      Sil