
Canına yandığımın dünyasında hiçbir şeyim düz gitmiyor. Sadece beni gerçekten seven bir adam buldum. Aha da en büyük başarım budur. O da tesadüf eseri bulduğum için, bir bok başarmışım gibi gelmiyor. Aynı şansı çocukta bulamayabilirim. Can küçükken çok yaramazmış. Düşmekten kafası harita gibi. Ben 5 yaşına kadar ağlamışım. Üst dudağım gökte alt dudağım yerde, sabahtan akşama kadar, cenaze çığırtkanları gibi ağlarmışım. Annem çaresiz, o da benle oturup ağlarmış. Dolayısıyla normal bir çocuk beklemiyorum zaten. Heralde o yüzden yapmıyorum. Freud olsa sil baştan yeni teşhisler koyardı litaratüre. -Hadi çocukluğuna inelim. -Yok inmeyelim. Çok zırlıyorum orda. Birşey değişmedi hayatımda yani. Küçükkende anam ağlıyordu, şimdide.
Tezgahı toplamaya çalışırken, yeni küfürler sokuyorum hayatıma. Eşler zamanla birbirlerine benzermiş. Ama Canın bundan haberi yok. Sadece, o bana benzedi bu yüzden. Eskiden gayet düzenli bir adamdı. Hayır sen niye bana uyuyosun mübarek. Batının iyi taraflarını alsana hep ahlaksızlığını alıyosun. Tamam dağınığım üşengecim de sana nooluyo o benim karakter özelliklerim.
Mutfakta yemek yapan erkek bana hep seksi gelmiştir. Tembel olduğum için herhalde. Ama mutfak toplayan ben, hiç seksi gelmiyor gözüme. Acaba bulaşık yıkayan erkeğimi seksi bulsam lan. Oldu mu olmadı. Neden? Çünkü; Kadını seksi yapan şey vücut dilidir. Erkeği seksi yapan şey ise yeteneği. Her tenis maçına beni zorla götüren bir sevgilim vardı. Terleyince üstünü çıkarıp kaslarını göstermesi de etkili olsa da esas olay gayet hakim bir şekilde tenis oynayabilmesiydi. 4 dil konuşabilen başka bir eski sevgilimde her dil değiştirdiğinde seksi gelirdi. Fransızca gözümün içine baka baka birşeyler söylerdi ve bunun çok seksi olduğunu düşünürdüm. Bir yandan da ulan inşallah sapık sapık şeyler söylemiyor diye düşünürdüm gerçi. Au revoir dedi sonra fransızca. Elveda. Bak o an seksapalitesini kaybetmişti.


Demek benim değil, sinirimin çocukluğuna inmek lazımmış. Diyeti bıraktım. 2 ay sonra gene başlarım. 2 ay rahatım. Bir kişi daha ekmeği kes derse, ekmek bıçağıyla kendimi keserim orası ayrı. Belkide hamile kalırım. Makarna göbeği değil bu, içinde insan var diye kasıla kasıla yer içer dolaşırım. Bir elimde şiş dürüm, öbür elimde hamburger. Önceden şişman kadınlar makbulmüş zaten. Kilolu kadın zengin ve sağlıklı kabul ediliyormuş. Zayıflar için kesin hastalıklı gözüyle bakılıyormuş. Biri zaman makinesini bulsa, siktiret tarihe ışık mışık tutma, sen yolla beni oraya herşeyi yemem lazım derim. Allah açlıkla sınamasın. Beyne yeterli şeker glikoz neyin gitmeyince demek, kafa hep boka püsüre çalışıyor. Hadi lan. Benim aklım tokkende hep boka püsüre çalışıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder